17 Mart 2009 Salı



ÇANAKKALE












Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin değil yakın dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir. Çanakkale Boğazı'nı savaş gemileriyle zorlayarak aşma, böylece İstanbul'a kavuşma isteği Avrupa büyük devletlerinin öteden beri özlemidir.

1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla İtilaf devletleri bu isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar. Bu inançla İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada'dan Boğaz'ın ağzına doğru yaklaştılar. Buradan istihkamlarımıza doğru ateş açtılar, İngilizler Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını, Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havantopu ile dövdüler.
Cephaneliğimize isabet eden top mermisiyle on bir ton barut havaya uçtu, subay ve erlerimiz şehit düştü, İngiliz Donanma Komutanı Amiral Carden Çanakkale önlerinde gösteriler yaptı, düşman denizaltıları boğazı geçmeye kalktılar.













24 Kasım 1914 günü bir Fransız denizaltısı Boğaz sularında görüldü. bu denizaltıyı gören topçularımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladı. 2 Aralık günü İngiliz denizaltısı da bir deneme yaptı. Derinden engelleri aşarak Boğaz'a girdi. Yediyüzelli metre ilerde bulunan Mesudiye zırhlısına torpil atarak bu gemimizi batırdı. Zırhlımızda bulunan subaylardan on'u ve erlerimizden yirmi dördü şehit düştü.
19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar uzun menzilli bir bombardımana girişti. Boğaz'a iyice sokuldular. Tabyalarımız akşama doğru düşman savaş gemilerine karşılık verdi. Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarından atılan ateş karşısında düşman oldukça bocaladı.
İtilaf devletleri gemileri diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu. Lodos fırtınasını başarısızlıklarının nedeni olarak görüyorlardı. Havalar düzelince yeni saldırılar düzenlendi. Yine sonuç alınamayınca düşman gemilerine komuta eden Amiral Carden görevden alındı. Yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı. Yeni komutan 18 Mart 1915 günü donan­mayla Boğaz'a saldıracağını, yakında İstanbul'da olacağını Londra'ya bildirdi.



Bu arada Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Çobanlı 17/18 Mart gecesi boğaz'a mayın hattı döşenmesi emrini verdi. Aldığı emir gereği Binbaşı Nazmi Bey Nusret Mayın gemisi ile o gece yirmi altı mayın, Boğaz'a on birinci hat olarak döşendi. Boğaz'daki mayın sayısı on bir hat olarak 400'ü aşmıştı.
18 Mart 1915: İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahleyin Çanakkale Boğazı'na girdi. Bu donanmanın ilk grubunu oluşturan filoda, İngilizlerin Queen Elizabeth zırhlısı ile İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu.
İkinci grupta İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistible, Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı. Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu.
İngilizler ve Fransızlar zayıf Türk savunmasını kolayca susturarak Boğaz'ı kolayca geçebileceklerim umuyorlardı. Bu umut ve güvenle 18 Mart 1915 günü düşman savaş gemileri şiddetli bir ateşe başladılar. Rumeli Mecidiyesiyle merkez bataryaları şiddetli bir ateşe tutuldu. Boğazdaki düşman gemileri Hamidiye istihkamlarına yüklendi. Bunu gören Dardanos bataryaları ateşi üzerlerine çekmeye çalıştı. Az sonra, tüm gemiler, Dardanos'a saldırdı. Dardanos tabyamız saldırılara şiddetle karşı koydu. Bu arada Mesudiye tabyası da ateşe başlamıştı. Mesudiye üzerine ateş açılınca Hamidiye onun yardımına koştu. Bu arada kıyı bataryalarımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladılar. Bunalan düşman kaçmak isterken topçu atışlarıyla karşılaşıyordu. Düşman gemilerine göz açtırılmıyordu. Karşılıklı bu korkunç bombardıman bir saat kadar sürdü. Bu karşılıklı bombardımanı bir yabancı yazar şöyle anlatıyor:
«İnsan manzarayı gözlerinin önünde canlandırabilir. Kaleler, toz duman bulutları içinde kaybolmuşlarda Yıkıntıların arasından arada bir alevler yükseliyordu. Gemiler, çevrelerinde fışkıran sayısız su sütun­ları arasında yavaş yavaş hareket ediyorlar, bazen duman ve serpintiler arasında iyice görünmez oluyorlardı. Tepelerden ateş eden havan toplarının alevleri görülüyor, ağır toplar yer sarsıntıları gibi gümbürdüyordu.»



Bombardıman sırasında Türk tabya ve bataryaları büyük zarar görmüştü. Amiral Robeck Fransız gemilerini geri çekerek İngiliz savaş gemilerini ileri sürdü. Tam bu sırada müthiş patlamalar oldu. Bouvet ve Suffren savaş gemileri mayına çarparak sarsıldılar, manevra kabiliyetini kaybettiler. Bir gece önce Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar görevlerini yapmışlardı. Boğazın berrak sulan üzerinde bir dev gibi yatan Bouvet ve Suffren'e tarihi Hamidiye bataryamızın keskin nişancıları ateş açtılar. Çanakkale Geçilmez kitabının yazarı Alan Moorehead olayı şöyle anlatıyor.
«Saat 13.45'de Suffren'in az gerisindeki Bouvet müthiş bir patla­mayla sarsıldı. Güverteden göğe kesif bir duman yükseldi. Gittikçe hızlanarak yana yattı, devrilip gözden kayboldu. Olayı görenlerden birinin ifadesine göre «Bir tabak, suda nasıl kayıp giderse o da öylece kayıp gitti.»
Türk tabyaları, Boğaz'ı geçmeye çalışan düşman gemilerine durmadan ateş ettiler. Bu arada düşman Boğazdaki mayınları temizlemek için mayın tarayıcılarını boğaza soktu. Tabyalarımız mayın tarayıcılarına ateş açtılar. Açılan ateş yağmur gibi yağmaya başlayınca düşmanlar panik içinde kaçtılar. Bu arada düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük hasar gördü. Batanlar oldu. Daha sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon yaralandı. İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nı denizden aşamadılar. Büyük kayıplar vererek: Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceğini öğrendiler.
İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nın savaş gemileri ile aşamayınca bu kez çıkarma yapmayı planladılar. Artık Çanakkale kara savaşları başlı­yordu. Kara savaşında düşmanın nereden çıkarma yapabileceği tartışıldı. Mustafa Kemal Kabatepe ve Seddülbahir'den, Alman komutan Von Sanders ise Bolayır ve Anadolu yakasından çıkarma yapılabileceği görüşündeydi. Alman komutanı Von Sanders'in görüşü ağır bastı, ve askerler o yöreye yerleştirildi.



Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal'in düşündüğü noktadan saldırdı. 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Kocaçimen'de Conkbayır'da, savaştı. Cephanesi biten askerlere:
— Süngü tak emrini verdi. Daha sonra ; — «Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir» dedi. Tarihin bu en büyük siper savaşı başlamıştı. Siperler arası uzaklık sekiz on metre kadardı. Türk siperlerinden hiçbir asker ayrılmıyordu. Şehit düşenlerin yeri hemen dolduruluyordu. Her adım başına bir mermi düşüyor; toprak adeta tüterek kaynıyordu. Düşman dalgalar halinde Conkbayır'a doğru ilerliyordu. Bu arada Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığına atandı. Anafartalar Savaşı'nda düşmanın attığı şarapnel misketi Mustafa Kemal'in göğsüne isabet etti. Ancak cebindeki saate çarptığından bir şey olmadı.
Kısa sürede Türk ordusu her yerde büyük başarılar kazandı. Düşman şaşkına döndü, bozguna uğradı. Çanakkale kara savaşlarının en önemli cepheleri; Kumkale, Beşike, Bolayır, Seddülbahir, Anbumu, Kabatepe, Conkbayırı ve Anafartalar'dır. 19 - 20 Aralıkta Anafartalar ve Arıburnu cephesi, 8 - 9 Ocak'ta Seddülbahir düşmanlar tarafından boşaltıldı. Böylece 1915 baharında parlak umutlarla karaya ayak basan birleşik düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitti.
Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü. Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir.
Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal'in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın kaynağı oldu.
Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır. Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız kutsal destan savaşlara birer örnektir.

4 Mart 2009 Çarşamba

.........YAPILANDIRMACI KURAM .....

YAPILANDIRMACILIK (CONSTRUCTİVİSM)

Yapılandırmacılık; bilgi nedir? ,öğrenme nedir? nesnellik mümkün müdür ? Gibi sorulara yanıt arayarak bilginin doğasıyla ilgili bir felsefe, bir bilgi kuramı olarak ortaya çıkmıştır. Yapılandırmacılık geleneksel bilgi kuramlarından farklı bir kuramdır. Bu kuramda bilgi, öğrenenin var olan değer yargıları ve yaşantıları tarafından üretilir, bireyin yaşantısından
bağımsız değildir. Yapılandırmacı öğrenme ise; bireyin var olan bilgileri ile yeni karşılaştığı bilgiler arasında bağ kurup bunları bütünleştirmesi sürecidir. Yapılandırmacılık; öğretimle ilgili bir kuram değil,bilgi ve öğrenme ile ilgili bir kuramdır. Yapılandırmacılık bilgiyi temelden kurmaya dayanır. Başlangıçta öğrenenlerin bilgiyi nasıl öğrendiklerine ilişkin bir kuram olarak gelişmiş, zamanla öğrenenlerin bilgiyi nasıl yapılandırdıklarına ilişkin bir kuram haline dönüşmüştür.
Yapılandırmacı yaklaşım, zihni boş bir levha olarak görmez. Birey bilgiyi etkin biçimde işler, önceki bilgileri ile bağlantı kurar, kendi yorumlarını katarak bilgiyi kendisine mal eder. Öğrenme ezberlemeye değil, öğrenenin bilgiyi transfer etmesine, var olan bilgiyi yeniden yorumlamasına ve yeni bilgi oluşturmasına dayanır.

Yapılandırmacılık kuramının temelinde şu özellikler vardır:
1 ) Bilgiyi araştırma, yorumlama ve analiz etme.
2 ) Bilgiyi ve düşündürme sürecini geliştirme.
3 ) Geçmişteki yaşantılarla, yeni yaşantıları
Bütünleştirme.

Yapılandırmacılık Kuramının Genel Özellikleri
_ Bilgileri öğretmez, sadece vurgular.
_ Öğrencileri araştırma yapmak için cesaretlendirir.
_ Öğrencilerin doğal ve meraklı olmalarını sağlar.
_ Yaratıcılık ve çözümlemeyi esas alır.
_ Öğrencilerin öğretmenlerle diyalog içinde olmasını sağlar.
_ Birlikte öğrenmeyi destekler.
_ Öğrencilerin kendi deneyimleri sonucu yeni fikir ve anlayış
Kazanmalarını sağlar.


Yapılandırmacı Öğrenme Kuramında Şu İlkeler Göz Önünde Tutulmalıdır;

1 ) Öğrenme pasif bir bilgi alma süreci değil, aktif bir
Anlam oluşturma süreci olmalıdır.
2 ) Öğrenme öznel olmalıdır.
3 ) Öğrenme çevre şartlarına göre şekillenmelidir.
4 ) Öğrenme öğrenci merkezlidir.
5 ) Öğrenme süreklidir.

Yapılandırmacı Eğitim Bireye Ne Kazandırır?

_ Bilgiyi oluşturma fırsatı verir.
_ Bilgiyi geliştirmesine olanak tanır.
_ Bilgiyi yorumlama yeteneği kazandırır.
Bilgiyi yapılandırmaya yardımcı olur.

Yapılandırmacı yaklaşımda kesin hedefler yoktur, öğrenenlerin ulaşması beklenen genel hedefler vardır. Bunun sebebi öğrenenlerin sahip olduğu bilgi birikiminin farklılık göstermesidir. Yapılandırmacılıkta tek doğru yoktur. İki farklı birey bir kavrama farklı anlamlar yükleyebilir.

Buna bir örnek verebiliriz; farklı yaşlardaki çocuklar “bulutlar neden düşmez? ” sorusuna şu yanıtları vermişler;

_ 5 yaş… Allah onları tutar.
_ 7 yaş… Onu gökyüzü tutar.
_ 9 yaş… Onu hava kaldırır.
_ 11 yaş… Hafif oldukları için düşmezler.
Bu örnekten de anlaşıldığı gibi çocuklar bir olayın sebebine farklı cevaplar vermekte, bilgilerini bireysel olarak oluşturmaktadırlar. Yani dünyanın pasif alıcısı değil, aksine dünyayı algılamada aktif varlıklardır.

Yapılandırmacı yaklaşımda etkili bir öğrenme gerçekleşmesi için, öğrenme süreci şu aşamalardan geçmelidir;
1. Merak uyandırma ve planlama: Bu aşamada öğretmen öğrencilerin dikkatini çekmek için eşitli sorular sorar. Bu sayede öğrencilerin ön bilgilerini, kavrama düzeylerini ve varsa yanlış kavramalarını ortaya çıkarır. Buna göre de gerçekleştirilecek olan etkinlikleri öğrenci düzeyine öre planlayabilir.
2. Araştırma ve keşfetme: Bu aşamada öğrenciler farklı bilgi kaynakları kullanarak aştırırlar. Öğretmen, öğrencilerin aktif olduğu beyin fırtınası, grup çalışması, sınıf tartışması ibik ektikler kullanarak öğrencilere yardımcı olur.
3. Çözümleme ve derinleştirme: Bu aşamada öğrenciler yaptıkları etkinlikleri, öğrendikleri bilgi ve kavramları açıklarken, öğretmen onlara rehberlik eder. Gerekirse yeni kavramlar ekleyip, yeni sorular sorarak öğrencilerin bilgilerini daha da derinleştirmesine olanak sağlar.
4. Paylaşma ve yaşantıya uygulama: Burada öğrenci edindiği bilgileri çevresi ile paylaşır. Bu bilgileri günlük yaşamında çeşitli şekillerde kullanır.

Yapılandırmacı Öğrenmede Kullanılan Stratejiler
_ Drama
_ Proje çalışmaları
_ Tasarımlayarak öğrenme
_ Öğreterek öğrenme
_ İşbirlikli öğrenme
Öğrenciler yeni öğrendikleri bilgiler ile geçmiş yaşantılarında kazandıkları bilgileri bütünleştirirken(yani bilgiyi yapılandırırken) bu stratejilerden yararlanabilirler.

Geleneksel Sınıf İle Yapılandırmacı Sınıfın Karşılaştırılması
Öğrenciler yaşamla ilgili kuramları oluşturmaya katkı sağlayan düşünürler olarak görülür. Program öğretmen tarafından içi doldurulan bir boşluk gibi
Algılanır.
Program etkinliklerinde ağırlık daha çok birinci elden edinilen veriler ve materyaller
Üzerindedir.
Önceden belirlenmiş sabit programlar uygulanır. Eğitim programı tümevarım yolu ile temel becerilere ağırlık verilerek işlenir. Eğitim programı tümdengelim yolu ile ve temel kavramlara
Ağırlık verilerek işlenir. Geleneksel sınıf Yapılandırmacı sınıf Değerlendirme öğretim ile birlikte yapılır ve öğrencilerin sergiledikleri işlere, tümel değerlendirmeye dönüktür. Değerlendirme öğretimden ayrı olarak öğrenci öğrenmelerini kontrol etmek için açılır.(genellikle testlerle ölçülür) Öğrenciler grup halinde çalışırlar. Öğrenciler bireysel alışırlar. Öğretmenler, öğrencilere çevre ayarlaması yapan ve onlarla etkileşim içinde olan kişilerdir. Öğretmenler, öğrencilerin edindikleri bilgilerin geçerliliği için doğru yanıtları araştırır. Geleneksel sınıf Yapılandırmacı sınıf

Geleneksel Sınıf Ortamındaki Temel Sorunlar
_ Bu tür sınıflarda öğretmen konuşması egemen, öğrenci pasiftir.
_ Sadece ders kitaplarına ağırlık verilir.
_ İşbirliğine dayalı öğrenmeye uygun yapıda değildir.
_ Öğretmen egemen olduğu için, öğrenci düşüncesine
Önem verilmez.

Yapılandırmacı Eğitimde Öğrencilere Tanınan Olanaklar:

Önceden sabit bir program olmadığı için, öğrenci
Düşüncelerine odaklanılır.
Öğrenci ilgileri merkeze alınır.
Öğrenciler dünyanın karmaşık bir yer olduğunu
Anlarlar.
Öğrenmenin güç ve karmaşık bir çaba olduğunu
Bilirler.

Yapılandırmacılıkta öğretmenin rolü:
Yapılandırmacı öğrenmeyi temel alan bir eğitim programının başarılı olabilmesi için, programı
Uygulayacak olan öğretmenlerin bir takım özelliklere sahip olması gerekir. Yapılandırmacı öğretmen; açık fikirli, çağdaş, kendini yenileyebilen, bireysel farklılıkları dikkate
Alan, uygun öğrenme yaşantılarını sağlayan ve öğrenenlerle birlikte öğrenen olmalıdır.

Yapılandırmacı öğretmen; öğrencilerin uygun etkinlikler yapmasına yardımcı olmalı, öğrencileri işbirliğine teşvik etmeli, öğrencilerin sürekli iletişim
İçerisinde olmalarını cesaretlendirmelidir. Yapılandırmacı öğretmen; öğrencilerin bireysel
Farklılıklarını dikkate almalı, her öğrencinin kendi kararını kendisinin vermesine yardımcı olmalıdır. Yapılandırmacı öğretmen; düşündürücü sorular sorarak öğrencileri araştırmaya ve problem çözmeye teşvik etmelidir.


Yapılandırmacılıkta Öğrencinin Rolü:
Yapılandırmacı öğrenme, öğrencinin kendi yetenekleri, güdüleri, tutumu ve tecrübelerinden edindikleri ile oluşan bir karar verme sürecidir. Birey öğrenme sürecinde seçici, yapıcı ve etkindir. Öğrenmenin kontrolü bireydedir. Öğrenmeye öğretmenle birlikte yön verir. Bu yön verme sürecinde öğrencinin geçmiş yaşantıları, bakış açısı, hazır bulunuşluk düzeyi etkilidir. Öğrenci öğrenme sürecinde etkili olabilmek için eleştirel ve yapıcı sorular sorar, diğer öğrencilerle ve öğretmeniyle etkileşim ve iletişim içinde bulunur. Yapılandırmacılık sürecinde öğrenci öğrenmeyi kendisine sunulan şekliyle değil de, zihninde yapılandırdığı biçimi ile gerçekleştirir. Yapılandırmacılıkta öğrenci; meraklı, girişimci ve sabırlı olmalıdır.

Sonuç olarak yapılandırmacılık hakkında şunları söyleyebiliriz;

Yapılandırmacı yaklaşım, şimdiye kadar anlattığımız özellikler göz önüne alınınca eğitim alanında yeni gelişmelere önderlik edebilecek bir yaklaşımdır. Öğrenciyi her yönüyle geliştirmeyi Amaçlayan bu yaklaşım sayesinde, öğrenciler öğrenmeyi, aşılması zor ve yüksek bir duvar gibi değil, keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir dünya gibi görürler. Bu da onların motivasyonunu arttırarak yeni öğrenme etkinliklerine yönlendirir.