8 Haziran 2009 Pazartesi

MOTİVASYON VE BAŞARI İÇİN İÇİN TAM 50 TAKTİK!

Motivasyon, mutlu ve başarılı olmak için hayati önem taşır. Aşağıdaki ipuçları, kendi kendinizi motive etmenize ve bunu sürdürebilmenize yardımcı olacaktır. Bunlar, pratik ve sonuca yönelik tavsiyelerdir. Uygulamadığınız sürece, genel kültürden öteye geçmeyeceklerdir.


1. HİKAYENİZİ YAZIN

Temiz bir kağıda bir iki paragraf olacak şekilde arzu ettiğiniz geleceğin hikayesini yazın. Gelecekte yapmakta olduğunuz şeyi, yaşadığınız yeri ve sahip olduklarınızı yazın. Bu sizi, hem şimdi hem de gelecekte motive edecektir.



2. GELECEĞİ GÖZÜNÜZDE CANLANDIRIN

Gözlerinizi kapatın ve kendinizi gelecekte ne yapıyor olarak görmek istiyorsanız, onu yaparken canlandırın. Sağlıklı bir şekilde koşuyorsunuz, bahçenizdeki çiçekler ile ilgileniyorsunuz ya da çalışıyorsunuz. Örneğin, hayaliniz küçük bir işyeri açmaksa, kendinizi açılış gününde, müşterileriniz ve çalışanlarınız ile selamlaşırken hayal edin. Böylece, hayallerinizi somutlaştırabilirsiniz.



3. GEÇMİŞİ GÖZÜNÜZDE CANLANDIRIN

Geçmişi gözünüzde canlandırdığınızda, daha önce nerede olduğunuzu ve ne kadar yol kat ettiğinizi görürsünüz. Planlı hedeflerinize ne kadar ulaştığınızı ve nerelerde hata yaptığınızı anlarsınız. Bu sizin doğru yolda ilerlemenizi sağlayacaktır. Bir şoförü düşünün, yalnızca önüne baksa ve dikiz aynasından yararlanmasa nelere maruz kalabilir. Zaman zaman geçmişe bakmak, en az şoförün dikiz aynasına bakması kadar yararlıdır.


4. BÜYÜK DÜŞÜNÜN

Geleceğiniz ile ilgili büyük düşünmekten korkmayın. Bu, kısa süreli başarısızlıklarınıza katlanmanızı kolaylaştıracaktır. Engeller, sizi durduramayacaktır. Çünkü, sizin gözleriniz büyük hedefe kilitlenmiş olacaktır. Uzun bir zamandan sonra sevdiğinize kavuşacağınızı düşünün, onu tren garından almaya giderken, bardaktan boşanırcasına yağan, sizi sırılsıklam eden yağmur, rahatsız eder mi?

5. KENDİNİZİ EĞİTİN

Hedef ya da hayaliniz ile ilgili her şeyi öğrenin, okuyun, konuşun, dinleyin ve deneyin. Eğer bir yazar olmak istiyorsanız, ders alın, kitaplar okuyun, yazın, diğer yazarlar ile konuşun, atölye çalışmalarına katılın.

6. DÜZENLİ OLUN

Temiz, düzenli ve iyi organize edilmiş bir ev, ofis ve hayat, motive edilmiş akıl için olmazsa olmaz niteliği taşımaktadır. Fiziksel dağınıklık, zihinsel dağınıklığa neden olur. Düzenli bir hayatınız olsun, böylece kendinizi her gün daha da zinde hissedeceksiniz. Örneğin, gece yatma, sabah kalkma saatiniz düzenli olsun. Mutlaka kahvaltı edin ve sabah en az yarım saat yürüyüş yapın.



7. EVİNİZDE VE OFİSİNİZDE MOTİVATÖRLERE YER VERİN

Evinizde, ofisinizde, arabanızda, cüzdanınızda size hedef ve hayallerinizi hatırlatacak sembollere, işaretlere, notlara ya da objelere yer verin. Bu hatırlatıcılar, sizin motivasyonunuzun devamının garantisi olacaklar. Son model bir araba sahibi olmayı mı istiyorsunuz? O halde hayalinizdeki arabanın resimlerini odanızın duvarına asın, cüzdanınızda saklayın ve ihtiyaç duyduğunuz an bakıp, hedefinizi hatırlayın.


8. GÖNÜLLÜ ÇALIŞMALARA KATILIN

Gönüllü olarak başka insanlara yardım edin. Bunu yaptığınızda, diğer insanları mutlu etmenin ne kadar tatmin edici bir şey olduğunu fark edeceksiniz. Haftasonları, eşinizle birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu’na gitmek iyi bir fikir olabilir.

9. KENDİ MOTİVASYONUNUZ İLE BAŞKALARINI MOTİVE EDİN

En iyi öğrenme yöntemi, öğretmektir. Çocuklarınızın motive olmalarına, arkadaşlarınızın daha etkili hedefler belirlemelerine, eşinizin kişisel hayallerine ulaşmasına yardımcı olun. Onlara yardımcı olduğunuz zamanlarda, aslında kendinize de yardım ediyor olacaksınız.

10. ÇOCUKLAR İLE ZAMAN GEÇİRİN
Çocuklar ile zaman geçirmek size perspektif kazandıracaktır. İşteki yada özel hayatınızdaki sıkıntı yada endişeler, çocuklarınız ile oynadığınızda eriyip gider. Çocuklar her şeye basit yollu bakarlar ve bunu öğrenmek bile bizim için kar sayılır.

11. BADİLİK SİSTEMİ KURUN

Eşinizin kendi gelişimine yönelik hedefleri yada bir şeyleri başarmak isteyen yakın bir arkadaşınız var mı? Eğer varsa, onlar ile ‘badilik sistemi’ kurun. Birbirinizi motive edin, uyarın, cesaretlendirin ve hedeflerinizde yardımcı olun.

12. KENDİNİZE BİR MODEL BULUN

Kendisinden bir şeyler öğrenebileceğiniz rol model seçin. Bu kişi, sizin saygı duyduğunuz ve kendisi gibi olmak istediğiniz birisi olmalıdır. Saygı duyduğunuz bir insanı örnek aldığınızsa, tekerleği yeniden icat etmeniz gerekmeyecektir.

Eğer çevrenizde böyle bir kişi yoksa, ünlü bir lideri, sanatçıyı yada bilim adamını da rol model olarak alabilirsiniz. Kendisi ve yaptıkları hakkında tüm bilgileri edinerek, hedeflerinize ulaşmak için kullanabilirsiniz.

13. YÜRÜYÜŞ YAPIN VE ARABA KULLANIN

Şöyle bir etrafı gezin yada bulunduğunuz semtte arabanızla dolaşarak, rahatlayın, serbest zaman geçirin. Hepimizin rahatlamaya ihtiyacı var ve aslında hızlı yürüyüşler yapmak, araba kullanmak, gerçekten iyi birer çözüm. Bu şekilde yaptığınız mekan değişikliği, üzerinizdeki olumsuz havayı dağıtacaktır.


14. BAŞARI HİKAYELERİNİ OKUYUN
Etrafınızdaki insanların başarı hikayelerini okuyun. Günlük gazetelerde bile size ilham verebilecek, motive edecek ve harekete geçirecek düzinelerce küçük başarı hikayeleri var. Kütüphaneler, sıradan insanların sıra dışı hikayelerini anlatan biyografi ve otobiyografileri ile dolu. Hepsi, sizi başarıya ulaştırmak için raflarda heyecanla bekliyorlar.


15. MÜZİK DİNLEYİN

Müzik sakinleştirir, heyecanlandırır, hüzünlendirir ve hatta motive edebilir. Koşu yaparken Rocky’nin film müziğini dinlemek, müziği motivatör olarak kullanmaya en güzel örnektir. Sizi motive edecek şarkıları belirleyin ve ihtiyacınız olduğu durumlarda onlardan yararlanın.

Mesela, sabahları ofisime yada eğitim vereceğim şirkete giderken, ‘türkü’ dinlemekten çok zevk alıyorum ve bu beni motive ediyor.

16. MOTİVE EDİCİ FİLMLER İZLEYİN

Sizi motive eden filmlerin listesini yapın ve küçük bir arşiv oluşturun. Örneğin; Forrest Gump filmini izlemek pek çok kişiyi motive edebilir. Biliyorsunuz bu filmde, IQ’su normal insanlardan çok daha düşük bir kişi, büyük başarılara imza atıyordu.

17. MOTİVE EDİCİ ALINTILARI OKUYUN

Gerek internette, gerekse kitaplarda size ilham verecek ve motive edecek binlerce alıntı bulunuyor. İnternette dolaşın ve aranın çiçeklerden bal topladığı gibi bilgileri toplayın.

Bunlar işinize çok yaracaktır, çünkü hepimizin hayatı yorumlama şeklimiz farklıdır. Hayata farklı açılardan bakmanızı sağlayacak hikayeler bile çok işinizi görecektir.

Bu konuda http://www.motivasyoncu.com adresinden de yararlanabilirsiniz.

18. SAĞLIKLI BESLENİN
Mutlu bir yaşam için, sağlıklı beslenme çok önemlidir. İyi bir diyet, sizin vücut sisteminiz için gerekli olacak tüm besin, vitamin ve mineralleri içerir. Fazlası zaten zararlı olacaktır. Ne demişler, "sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur". Vücudunuz ve motivasyonunuz için sağlıklı beslenin. Sigara ve alkolden uzak durun.

19. YETERİNCE UYUYUN

Bazı insanlara 6 saat uyku yeterken, bazıları için 8 saat gerekli olabilir. Yeterince uyuduğunuza emin oluncaya kadar uyuyun. Ancak, 8 saatten fazla olmamasına da dikkat edin. Düzenli ve yeterli bir uykuya sahip olmanın, hem vücudunuz hem de zihniniz açısından ne kadar yararlı olduğunuz göreceksiniz.

20. SÜREKLİ ÖĞRENİN

En önemli ders bu. Etrafınızdaki dünya hakkında sürekli öğrenmeye devam edin ve asla durmayın. Sizi ilgilendiren şeyler hakkında okuyun, dinleyin ve öğrenin. Mesela, sorulan bir soruya "bilmiyorum" demenin tadını çıkarın, sonra hemen öğrenin. Meraklı olun. Biliyorsunuz, merak ilmin hocasıdır.

- - -

Hedefler olmadan, hayatınızda kalıcı değişiklikler yapmanız oldukça zordur. Aşağıdaki ipuçlarını kullanarak etkili ve verimli hedefler belirleyebilirsiniz.


21. HEDEFLERLE ÇALIŞIN

Hedefler ile ilgili en önemli ipucu bu. Hedeflerle çalış..!

Hedefler, hayatınızın tüm alanlarındaki gelişiminiz için önemlidir, eğer hedefsiz çalışırsanız, gelişiminizde güçlükler ile karşılaşırsınız.

İstediğinizi elde etmek için, işinizi şansa bırakmanız hiç de iyi bir yol değildir.

Earl Wilson’un güzel bir sözü var. Diyor ki : “Başarı mı? Başarı tamamen şansa bağlıdır. İnanmazsanız başarısız insanlara sorun..!”

Hedeflerle çalışın, onlar size başarıyı ve yanında meyvesi olan mutluluğu getireceklerdir.



22. BEYİN FIRTINASI YAPIN

Temiz bir kağıt ve kalem alın. Uygun bir ortama geçin. Kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, telefondan uzak.

Sonra, düşünün, düşünün ve tekrar düşünün. Aklınıza gelen her düşünceyi yazın. Parasal hedefler, kişisel hedefler, İlişkisel hedefler, sağlığınız ile ilgili olanlar vs. Tüm fikirleri yazın.

Bitirdiğinizde, üzerinde çalışmak için gereğin fazla hedefiniz olacak. Bunlar arasından sizin için önemli olanları seçin.


23. HEDEFİNİZİ KAĞIDA YAZIN

Üzerinde çalışacağınız hedefi seçmeden önce, onu bir kağıda yazın, hedefinizin somutlaşmasını sağlayın. Böylece, sizin için gerekli olup olmadığına daha kolay karar verebilirsiniz.



24. HEDEFİ SEÇME NEDENLERİNİZİ YAZIN

Neden bu hedefi seçtiniz? Hedeflerinizin her biri için, ”Bunun bana ne yararı var” sorusunu sorun. Hedefi seçme nedenlerinizi kolaylıkla açıklayabiliyor olmalısınız. Eğer açıklayamıyorsanız, bu hedefi listeden silin ve diğerine geçin.

25. HEDEFİNİZİN SPESİFİK OLMASINI SAĞLAYIN

Hedefinizin etkili olabilmesi için, onu spesifik olarak ele alın.

“Çocuklarınız ile ilişkilerinizi geliştirmek” çok önemli ve yapmaya değer olabilir, ancak hedefiniz adına çok geniş bir tanımlama olacaktır. Bunun yerine, daha spesifik bir hedef belirleyin. Mesela, Pazar günleri beraber pikniğe çıkmak, akşam yemeklerinizi saat 19:00-20:00 arasında birlikte yemek, yada gece yatmadan önce onlarla 1 saat sohbet ederek bilgi ve deneyimlerinizi aktarmak gibi.

Bu sizi hedefinize daha kolay ulaştırabilir.

26. TERMİNLER KULLANIN

Hedeflerinizin gerçekleşmesini engelleyecek en ölümcül şey, ertelemektir. Bu problemin üstesinden gelmenin en iyi yolu termin kullanmaktır.

Hedeflerinizde yaptığınız gibi, terminlerinizi de spesifikleştirin. Elimdeki projeyi 5 Ocak 2004’e kadar bitireceğim gibi...



27. BAŞLAMA TARİHİ KULLANIN

Termin önemli, ancak onun kadar önemli olan başka bir konu daha var ki, bu da başlama zamanının net olmasıdır. Hedefiniz için yola çıkarken, başlama tarihini ertelemeye yönelik pek çok nedeniniz olacaktır.

Bunun üstesinden gelmek için, başlama tarihi belirleyin ve o tarihe sadık kalın.



28. BÜYÜK HEDEFLER SEÇİN

Hedeflerinizin etkili olabilmesi için, ulaşılabilir-zor olmalıdır. Eğer hedefiniz başarılması kolay ise, motivasyonunuz düşer.

Hedefleriniz ulaşılabilir olmalı, ancak aynı zamanda sizin mevcut yetenek ve becerilerinizi geliştirmenizi gerektirecek kadar da zor olmalıdır.


29. ULAŞILABİLİR HEDEFLER BELİRLEYİN

Ulaşamayacağınız hedefler belirlemek, sununda, sizde hayal kırıklığı, kızgınlık ve özgüven sarsılması yaratır. Hedefleriniz ulaşılabilir-zor ve mantıklı olmalıdır.

30. DETAYLI AKSİYON PLANI HAZIRLAYIN

Hedeflerinizin her bölümü için, adım adım detaylı aksiyon planı hazırlayın. Pek çok hedef, ne zaman ne yapılacağı planlanmadığı için başarısızlığa uğrar. Yapacağınızı planlayın ve planladığınızı yapın.

31. ABARTMAYIN ( GEREĞİNDEN FAZLA HEDEF İLE ÇALIŞMAYIN)

Aynı anda çok fazla hedef üzerinde çalışmayın. Başlamak için bir ila üç arası hedef uygun olacaktır.

32. İLERLEMENİZİ ÖLÇÜN

Çalışmalarınızdaki ilerlemenizi ölçün. 300 sayfalık bir roman yazmak istiyor olabilirsiniz. 300 sayfayı birden hedeflemeyin. 25 ila 50 sayfalık artışlar şeklinde düşünün ve tamamladığınız sayfaların günlük çetelesini tutun. İlerlemenizi ölçmek, hedefiniz gerçekleşinceye kadar motivasyonunuz en üst seviyede tutacaktır.


33. İSTEK LİSTESİ HAZIRLAYIN

Kendinizi yapmak zorunda hissettiğiniz yada yapmayı gönülden istediğiniz 10 şeyin listesini yapın. Bir iş kurmak, maratonda koşmak, Avrupa’yı ziyaret etmek, Japonca öğrenmek vs.

Bu listeyi ofisinizde ve/veya evinizdeki panoya yapıştın.



34. HATIRLATICILAR KULLANIN

Post-it’ler günlük görevlerinizi ve hedeflerini hatırlamanız için mükemmel araçlardır. Tabii, abartmamak kaydıyla.

Birbiri üstüne geçmiş, ne olduğu okunmayan onlarca not, size hiçbir yarar sağlamayacaktır.

35. KENDİNİZİ ÖDÜLLENDİRİN

Kendiniz için ödüller belirleyin. Hedefinize ulaştığınızda yada küçük de olsa bir adım attığınızda kendinizi ödüllendirin ve bunu kutlayın. Çok çalıştınız ve bunu hak ettiniz. Ailenizle dışarıda yemek yiyin, kısa bir seyahate çıkın yada sizi mutlu edecek başka şeyler yapın.
- - -

Davranış her şeydir. Aşağıdaki ipuçları, kazanan davranışlara sahip olmanıza yardımcı olacaktır.

36. DOĞRU KELİMELERİ KULLANIN

Günlük konuşmalarınızda, ‘Bunu başarabilirim’ yada ‘Bir çözüm buluruz’ gibi olumlu cümleler kullanmaya dikkat edin.

Kurduğunuz, cümlelerin sizin psikolojiniz ve davranışlarınız üzerinde son derece önemli etkileri olduğunu unutmayın.


37. İYİMSER OLMAK İÇİN ÇABA HARCAYIN

İnsanların ne kadar başarılı oldukları, iyimser yada kötümser olmalarına göre değişir. Pozitif davranışlara sahip olmak, üzerinde uğraşmanız gereken bir şeydir. Önemli olan, ne olduğunuz yada olmadığınız değil, ne olabileceğinizdir.


38. ARKADAŞLARINIZI SEÇİN

Arkadaşlarınızın negatif davranışları mı var? Bu sizi etkiliyor mu?

Birlikte zaman geçirdiğimiz insanlar, çoğu zaman bizim tutumumuzu etkileyebilir. Eğer ofisinizdeki yada evinizdeki bireyler sizi negatif yönde etkiliyorsa, bu durumu değiştirecek gerekli adımları atın.



39. DEĞİŞİME İHTİYACINIZ OLDUĞUNU NASIL ANLAYACAKSINIZ?

Mutsuz olduğunuzu anladığınızda, bunu kendinize itiraf edin ve kendinizi korumaya alın. Bu yapılması çok zor olan bir şey, özellikle bir şeyleri kendinize itiraf edecek durumda değilseniz. Yapılması zor, ancak değerli. Karamsarlığa düşmeye başladığınızda, farkına varın ve bu durumu değiştirin.


40. DİĞERLERİNİN NE DEDİĞİNİ DİNLEYİN

Kendimize pozitif bir insan olduğumuzu söylemekten hoşlanıyor olabiliriz, fakat bu her zaman doğru değildir. Arkadaşlarınızın ve ailenizin sizin davranışlarınız ile ilgili söylediklerine kulak verin, duymak istemeyeceğiniz şeyler söyleyebilirler. Fakat, unutmamak gerekir ki; hayattaki en iyi değişimler, yapıcı eleştirilerden gelir.


41. SİZİ NELERİN HUZURSUZ ETTİĞİNİ ÖĞRENİN

Sizi nelerin huzursuz ettiğini bildiğinizde, içinde bulunduğunuz olumsuz durumdan uzaklaşabilir ve bunun sonucu ortaya çıkan gerilim ve hayal kırıklıklarından korunabilirsiniz.

Eğer kaçamayacağınız bir durum söz konusu ise, onu daha iyi bir hale getirmek için neler yapabileceğinizi düşünün.

42. SİZİ NELER MUTLU EDER?
Bu sizin psikolojiniz ve tutumunuz için hayati önem taşır. Sizin ‘mutluluk’ tuşunuz tutum ve davranışlarınızı tekrar ve tekrar geliştirmek için gereklidir. Mesela ben, kötü bir ruh hali içerisindeysem, sabah kahvaltı yapıp yapmadığımı kontrol ederim. Eğer yemediysem, sistemime besin aldıktan sonra 180 derecelik bir dönüş yaşarım. Ruh halim düzeliverir.


43. ARA VERMESİNİ BİLİN

Şimdi dışarıya çıkın ve açık havada kısa bir yürüyüş yapın.

Sıkıntı duyduğunuz durumlarda, ara vermesini bilin. Bu sizin olaylara farklı bir perspektiften bakmanızı sağlayacaktır. Mesela, eşinizle problem mi yaşadınız yada amiriniz sizi demoralize edecek şeyler mi söyledi, ani tepkilerden kaçının, bir ara verin, etraflıca düşünün ve öyle harekete geçin.

Bununla birlikte, sürekli çalışmayın, ara vermesini bilin. Baltanızı bilemeden yeni odunlar kesmeye kalkmayın. Aşağıdaki *hikaye size yardımcı olacaktır.





*BALTAYI BİLEMEK


"Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve bir gün şans kapımı çalacak."

Abraham LINCOLN



Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş :



· "Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?" İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş :

· "Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir."



Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp,yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu zihnimizin, ruhumuzun karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur.



Delfi’deki ünlü tapınakta Sokrates’in şu sözü yer alır: "İnsan Kendini Tanı" Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında açı olmaması anlamına gelir. Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız...







44. HAREKETE GEÇMEDEN ÖNCE İKİ KERE DÜŞÜNÜN

Harekete geçmeden önce, nedeniyle birlikte hareketiniz hakkında düşünün. Eğer bir çalışanınız, sizi de etkileyebilecek bir yanlış yaptıysa, hemen bağırıp çağırmayın. En iyi karşılık (yanıt) üzerinde düşünün. Bunu iki kere yaptıktan sonra harekete geçin.

İki kez dinleyip, bir kez konuşmamız için, iki kulağımız ve bir ağzımız olduğunu unutmayın.


45. TEPKİ&YANIT (REACT VS. RESPOND)

Bu iki kelime, mutlu, istekli, pozitif insan ile üzgün, bitkin ve negatif insan arasındaki farktır.

Hayatınızda sizi direk yada dolaylı olarak etkileyecek şeyler olduğunda, buna yanıt verin. Yani, üzerinde düşünün, çözüme odaklanın.

Eğer tepki verirseniz, nedenleri atlamış ve o andaki duruma odaklanmış olursunuz. Sonuçta, daha fazla sıkıntı ve hayal kırıklığı dışında elinize bir şey geçmez.

Tepki değil, yanıt verin.


46. SAHİP OLDUĞUNUZ ŞEYLERİN DEĞERİNİ BİLİN

Etrafınıza bakın ve sahip olduğunuz şeylerin değerlerinin farkına varın. Arkadaşlarınız, aileniz, kariyeriniz, eviniz yada başka herhangi bir şey. Bu bile başlı başına bir mutluluk kaynağıdır. Kötü şeylerin hayatımıza nasıl girdiğinin önemi yok, biz sahip şeyler için şükretmeliyiz.

Farklı bir bakış açısıyla bakın ve hayatınızdaki güzel şeylerin tadını çıkarın.



47. HER ZAMAN MUTLU OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ

Bazen, kendinizi kötü hissetmenizin hiçbir kötü yanı yok. Her zaman, dışadönük, heyecanlı, enerji dolu olmak zorunda değilsiniz.

Bir şeylerin yolunda gitmediği, kendinizi iyi hissetmediğiniz günler olacaktır. Dert etmeyin, problemler geçer.

48. MANTIĞINIZLA HAREKET EDİN

Sorunlara mantığınızla yaklaşın. Duygularınızla hareket ederseniz, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız.

49. DEDİKODUCULARDAN UZAK DURUN

Etrafınızdaki negatif konuşmalara katılmayın. Eğer, konuşmanın bu yönde ilerlediğini görürseniz, özür dileyerek kibarca oradan uzaklaşın.



50. GÜNE İYİ BAŞLAYIN

Güne gülümseyerek başlayın. Bugün, başarılacak ve hoşlanılacak pek çok şeye sahip olacaksınız. Hayat kısa..! Ancak, bugün geriye kalan hayatınızın ilk günü. Bunu asla unutmayın.



==================================================


MOTİVASYON MASALLARI

Pekçok insanın kafasında bir hedef vardır, fakat ona ulaşmak için adım bile atmazlar. Neden? Zihinlerindeki yanlış inançlar, masallar yüzünden. Aşağıdaki bölümde, başlıca yanlış inançlar ve neden onlardan sakınmanız gerektiğini bulacaksınız.


Beceremem, onu yapamam
Evet, yapabilirsin! Diğerleri ne yapabiliyorsa, sen de yapabilirsin. Aynı büyüklükte beyin, aynı iki kol ve bacak, her gün aynı zaman diliminde yaşayan kadın yada erkek tarafından yapılmış olan tüm olağanüstü şeyleri, sen de yapabilirsin.


Yarın başlarım
Belki, yapamazsın. Bugün yapabileceğin şeyleri asla erteleme. Yarın garanti değil ve geleceğin ne getireceğini kimse bilmiyor. Yalnızca şu andan eminsin. Buradasın ve hedeflerine ulaşabilirisin.


Bu benim için doğru olmayabilir
Uğraştığınız şeyin sizin için en iyisi olduğundan hiçbir zaman %100 emin olamazsınız. Çünkü sürekli yenilenir ve değişir. Hedefe yürürken pek çok kere yol değiştirirsiniz. Mükemmel fırsatlar kapınızı çalana kadar beklemeyin. Harekete geçin.

Çeviri ve adaptasyon Ergün GÜLER tarafından yapılmıştır.

Kaynak : Büyük oranda http://www.motivation123.com/free-kit.html adresinden yararlanılmıştır.



Yazan : Ergün GÜLER
Kaynak : http://www.denizce.com/

7 GÜN BUNLARI YAPIN, ZEKANIZ PARLASIN!

7 günde Einstein gibi olmanın yolları

Hangimiz bir gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek istemeyiz ki? Bu dilek her ne kadar ütopik olarak görülse de bir bilim adamının yöntemi, 1 hafta gibi kısa bir sürede, zekayı yüzde 40 oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu. Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı. Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.

İşte bir haftalık program

Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.

Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.

Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.

Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.

Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.

Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.

Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.

Yazan : Ana Kaynak: The Guardian-Men’s Health
Kaynak : www.vatanim.com.tr

MUTLU OLMAK VARKEN, BU DÜNYADA

“MUTLU OLMAK VARKEN, BU DÜNYADA…”



Mutluluk… Türkçe kökenli kelimelerde başta yer alan ‘m’ sesine rastlanmıyor. Dolayısıyla ‘mutlu’ kelimesinin Türkiye Türkçesi dışında bir örneği bulunmuyor. Ancak anlamdaşı olan ‘bahtiyar’ Farsça kökenli olup aynı İzlanda kökenli İngilizce karşılığı ‘happy’ gibi “şansı yardım eden, talihli” anlamına geliyor. Buna göre mutluluk için tesadüfidir ve tarif edilemez denebilir mi? Nassim Taleb Fooled by Randomness (Tesadüfilikle kandırılmış) adlı çok satan kitabında mutluluktan tam olarak böyle bahsediyor. Bilgeliği ve mutluluğu tartışma götürmez Dalai Lama ise ‘Mutluluk Sanatı’ adlı kitabında gerçek mutluluğa ancak beynin eğitilmesiyle ulaşılabileceğini söylüyor. Harvardlı psikolog Dan Gilbert da daha mutlu olabilmek için beyinlerimizi eğitebileceğimiz görüşünde.
Peki, çabalayarak mutlu olmak gerçekten de mümkün mü? MIT Sloan’da ve Brown Üniversitesi’nde beyin bilimi üzerine çalışan Jeffrey M. Stibel iş dünyasında sıkça rastladığımız asık suratlıları mutlu insanlar haline getirmenin mümkün olduğunu düşünüyor. İşte iş yerinde mutluluk için Stibel’den yedi basit öneri…

1- Gülün: Gülmenin mutlulukla doğrudan bir ilişkisi var. Bu ilişki bir korelasyonla başlamış olabilir ancak beyin zaman içerisinde ikisi arasında bağlantı kurdu. Bana inanmıyorsanız şunu deneyin: Yüzünüze kocaman ve güzel bir gülücük oturtun ve negatif bir şey hakkında düşünmeyi deneyin. Ya gülmeyi bırakacak ya da olumsuz düşünceyi aklınızda tutmayı beceremeyeceksiniz.

2- Endişelenmeyi bırakın: Endişe insanlığın en iyi özelliklerinden biridir. Öngörü, planlama ve tahmin yeteneğinin arkasında bu duygu yatar. Endişeleniriz çünkü henüz gerçekleşmemiş bir olay belirsizdir ve endişe duygusu o işi nasıl ele alacağımızı düşünmeye başlamak için bizi teşvik eder. Sorun örneğin ekonominin gidişatı gibi kontrolümüz dışında gelişen olaylarla ilgili çok fazla endişeleniyor olmamızda. Ruhsal birçok hastalığın tetikleyicilerinden biri de endişe. Bugünlerde endişelenecek çok konu olduğu bir gerçek. O yüzden derin bir nefes alın ve küçük şeylerle ilgili endişelenmeyi bir kenara bırakın.

3- Mola verin: Özellikle gelişmiş ülkelerde insanlar çok fazla çalışıyor. Fazla çalışmak çağın “bilgi işçileri” için ters tepen, amaca zararlı bir durum. Bu kişilerin bitkin düşecek kadar çok çalışması onlardan verim almaya çalışmanın en kötü yoludur. Mola vermek düşünüp taşınmak ve kendini dinlemek için iyi bir fırsat yaratır ve böyle zamanlarda en iyi fikirler, en derin içgörüler açığa çıkar. Öğle yemeklerinin mutlaka ofis dışında yenmesi konusunda ısrar ediyorum. Adına ‘siesta’ ya da mini tatil deyin, fark etmez. Tek başına bu bile daha mutlu insanlar yaratmak için oldukça işe yarıyor.

4- İşleri farklı yöntemlerle yapın: Birçok çalışan için sorunun bir parçası da can sıkıntısı ve bıkkınlıktır. Ofisten girdiğimiz andan itibaren defalarca aynı şeyleri yaptığımız bir rutine sıkışmış gibiyiz. İşleri farklı yollardan icra ederek heyecan ve hevesinizi yeniden kazanın. Her adımı öğrenmek, büyümek ve kendinizi zorlamak için atın. Daha fazla sorumluluk alın ve daha önce becerebileceğinizi tahmin bile etmediğiniz yeni bir şeyler yapmayı deneyin. Eğer sorumluluklarınız esnekliğe çok fazla müsaade etmiyorsa var olan sorumluluklarınıza farklı bir yaklaşım getirmeyi deneyin.

5- Yönetmeyi bırakın liderlik edin: Eğer yönetim ekibindeyseniz çalışanlarınızı motive ve teşvik etmenin yollarını bulmalısınız. Ama nasıl? Beyinlerini esnetin. Onlara daha fazla sorumluluk, karar verme gücü ve özerklik vererek ekibinizi güçlendirin. Kapsayıcı olun ve onları süreçlere dahil edin. Şirketin genelinde neler olup bittiğini çalışanlarınıza açıklayın ve onlara yaptıkları işin, şirketin genel operasyonunu nasıl etkilediğine dair daha geniş bir perspektif verin.

6- Delege edin: Küçülme dönemlerinin en yıkıcı ve ters tepen yan etkilerinden biri de korkudur. Çoğu yönetici kendilerini kullanım dışı bırakacağı korkusuyla kontrolü elden bırakmaktan korkar. Eğer böyle düşünüyorsanız çoktan devre dışı kalmışsınız demektir. Kontrol etmek fiziksel ve ruhsal sağlığınız için kötü olması yanında işin kendisi için de kötüdür. En iyi liderler kendilerinden daha iyi, daha akıllı ve yetenekli insanlarla çalışmayı tercih eder.

7- Eğlenin: Eğer yaptığınız işi beğenmiyorsanız o işi yapmayı bırakın. Hayat eğlenceyi bir kenara atmak için çok kısa. Sevdiğiniz işi yapmalı ve onu sevmekten vazgeçmeye başladığınız an başka bir işe yönelmelisiniz. Bu ekonomik ortamda bile eğer yaptığınız işte iyiyseniz ve üstelik o işi yüzünüzde bir gülümseme ile icra edebiliyorsanız her zaman sizi talep eden şirketler olacaktır.

Kaynak : SABAH /İŞ'TE İNSAN

UZAKTAN EĞİTİMİN TEKNOLOJİ BOYUTU

XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 6-9 Temmuz 2004 İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Malatya
UZAKTAN EĞİTİMİN TEKNOLOJİ BOYUTU
Prof.Dr.Mehmet GÜROL
Fırat Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bl. mgurol@firat.edu.tr
Arş.Gör.Tuncay Sevindik
Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğr. Tekn. Öğret. tsevindik@firat.edu.tr
ÖZET
Uzaktan eğitim kavramı 18.yy’ dan sonra şiddetle eğitim dünyasında gündemi meşgul eden bir kavram olmuştur. Bu
kavramın baskın olarak geleneksel eğitim tarzında bir eğitim sistemi olarak kabul edildiği savunulurken, bazı
eğitimciler tarafından da alternatif bir eğitim modeli olduğu savunulmaktadır. Fakat günümüz teknolojisinin de akıl
almaz derecede artış göstermesi uzaktan eğitim kavramını yönetim, teknoloji, değerlendirme boyutlarının faydaları,
zararları ve işlem süreçleri v.b şekillerde geleneksel eğitim sisteminde olduğu yönleriyle ele alınmasını gündeme
getirmiştir. Bu araştırmada da uzaktan eğitimin teknoloji boyutu betimsel araştırma modeline uygun olarak ele
alınacaktır.



1. GİRİŞ
Bilindiği gibi uzaktan eğitimle ilgili inceleme konularından biriside yapı ve işleyiş boyutudur. Eğitimde
yapılaştırmada felsefi, bilimsel, teknolojik, kültürel, sosyal, ekonomik ve bireysel boyutların esas alınması
kuramsal alt yapıyı oluşturmaktadır. Burada belirtilen teknoloji boyutu, çağdaş eğitim teknolojisi ve
toplumsal olguların esas alınmasıyla oluşmaktadır (Alkan, 1998:5).
Alkan’ın ifade ettiği uzaktan eğitimin boyutlarından biri olan “teknoloji boyutunu” bu çalışmada ele
alacağız. Uzaktan eğitim programı, eğitim kurumlarının, öğrencilerin tek başına eğitimi gerçekleştirmesine
yardımcı olmak için belli bir düzende hazırladıkları ders programı ile gerçekleştirilen çalışmaya verilen
isimdir. Bir başka tanım da; Uzaktan eğitim programı öğrenciyle eğitsel kaynaklar arasında bağlantı kurarak
eğitimi gerçekleştiren bir sistemdir (www.uluslararasiegitim.com). En genel anlamda uzaktan eğitim
öğretmen ve öğrencinin zaman ve mekan bakımından birbirinden ayrıldığı ortamlar üzerinde yapılandırılan
eğitim uygulamaları olarak tanımlayabiliriz (Yorgancı, 1998:102).



Uzaktan eğitimin tarihçesine bakıldığında; gazete aracılığıyla eğitim (1870), mektupla eğitim (1927-1955),
radyo, televizyon, video (1956-1981) ve bilgisayar destekli eğitim kronolojik olarak sıralamayı
oluşturmaktadır (Odabaşı ve Kaya, 1998:63). Fakat asıl kırılma noktası olan 2000 yılına gelindiğinde
uzaktan eğitimde bilgisayar ve internet teknolojilerinin bütünleştiği görülmektedir. Bu birliktelik uzaktan
eğitimin sınırlarını boyut almaz şekilde geliştirmiştir.
Öğretmen ve öğrenci arasındaki bu iletişimi sağlayan uzaktan eğitim sisteminin nasıl bir teknik altyapı
gerektiriyor, sorusunun karşılığı araştırılacaktır. Bunun için bir ya da birden çok sunucunun olması
gerekiyor. Öğrenci tarafı içinse laboratuvar ortamı veya bağımsız çoklu ortam uçları gerekiyor. Yerel ağ
yapısının sunucuya bağlanma konusunda sorunsuz olması gerekiyor. Kullanılan yazılımında sadece ders
yapısına değil ayrıca idari yapıya da uygun olması gerek. Bir dersin hazırlanma süreci ortalama 6-9 ay
sürüyor. Ancak bu süre ders materyali, çoklu ortam ögelerine de bağlı olarak 1 seneye kadar uzuyor. En
temel şekliyle dersin hazırlığı için 1 öğretmen, 1 asistan, grafiker ve bir programcı gerekiyor. İnternet temelli
uzaktan eğitimde derslerin verilmesinde bütünlük açısından tutarlı olmak için ilkeler ve standartlar olması
gerekir (kullanılacak fontlar, sayfa yapısı, anlatım vs). Bunların yanında öğretim elemanı ve yardımcı
elemanlar için ayrı bir eğitim gerekiyor (Özaygen, A. 2000).
Klasik eğitimde eğitimi veren belirli bir zaman ve mekana bağlı olarak bilgileri yüz-yüze aktarmaktadır.
İnternet destekli öğretimde ise öğretmen ve öğrenci arasında üçüncü bir faktör daha ortaya çıkmaktadır. Bu,
öğretmenden alınan bilgilerin internet ortamına aktarılarak öğrencilere sunulmasındaki “teknolojik hizmet
faktörü” dür. Aslında bu faktörü tek bir özne ya da nesne ile tanımlamak mümkün değildir. Teknolojik
hizmet faktörünün en genel anlamda materyallerin internet ortamına aktarılmasını sağlayan “internet destekli
öğretim ekibi” ve internet ortamına aktarılan bilgilerin öğrencilere yada alıcılara aktarılmasındaki “iletişim
kanalları” ndan oluştuğunu (Geyik, Seymen, 2003)


2. UZAKTAN EĞİTİMİN GENEL YAPISI
Uzaktan eğitimin bir çok alanda uygulaması olduğu bilinmektedir. Uzaktan eğitimin teknoloji boyutu ele
alınırken internet tabanlı uzaktan eğitim uygulamalarında (İTUE), teknoloji boyutu uzaktan eğitimle uğraşan
kişiler için önemlidir.
Internet tabanlı uzaktan eğitim, gelişmiş teknolojik gereçlerle birbirinden uzak öğrenciler ve eğitim
kadrosunun etkileşimli olarak veri alışverişinde bulunması şeklinde tanımlanabilir. Söz konusu eğitim
sisteminin izlerinin bir yüzyıl kadar gerilere gittiğini söyleyen Ruksasuk, uzaktan eğitim kavramının, onunla
çok yakından ilgisi bulunan uzaktan öğrenim, telekurs, ev kursları, bağımsız kurslar, açık üniversite,
elektronik üniversite ve sanal sınıf gibi kavramlardan doğduğunu ifade etmektedir. Günümüze kadar hizmet
içi eğitim, posta ile eğitim ve yaşam boyu öğrenim gibi çeşitli adlarla anılan eğitim yaklaşımlarının
oluşumunu gerektiren nedenler, internet tabanlı eğitime de altyapı oluşturan nedenler olmuştur (Odabaş,
2003).
İnternet tabanlı uzaktan eğitim uygulamaları online, hybrid, intranet gibi farklı adlarla işlenmektedir. Tüm
bunlar aslında internet tabanlı uzaktan eğitimi temsil etmektedir. İnternet tabanlı uzaktan eğitimin dünyadaki
farklı coğrafyalarda farklı şekillerde kabul görmüş uygulamaları kullanılmaktadır. Kimi eğitim kurumları


hybrid kursları seçerken, kimi eğitim kurumları da online eğitim sistemini seçmektedir. Bu seçim kurumun
eğitimden elde edeceği maksimum perfonmansa göre değişmektedir. İnternet tabanlı uzaktan eğitim
sistemlerine internet üzerinde genel olarak baktığımızda yüksek öğretim düzeyinde uzaktan eğitim
uygulamalarının daha çok kullanıldığı görülmektedir. Fakat dünyada ve ülkemizde orta öğretim düzeyinde
de internet tabanlı uzaktan eğitim uygulamaları kullanılmaktadır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde
uygulanan asenkron eğitim sistemi ülkemizdeki internet tabanlı uzaktan eğitim sistemine en güzel örnektir
(www.yok.gov.tr).

3. UZAKTAN EĞİTİMDE ALTYAPI ARAÇLARI
İnternet tabanlı uzaktan eğitimde kullanılan alt yapı araçları yazılım (software) ve donanım (hardware)
olarak sınıflandırılmalıdır, fakat her geçen gün kendisini yenileyen teknoloji, araştırmalarda belirtilen
bugünün teknolojilerini modası geçmiş sistemler olarak göstermektedir.
Donanım (Hardware) Yazılım (Software)
Multimedya (Web Kamera,Mikrofon v.b.) Web Editörleri
Ana (Server) Bilgisayarlar Browserlar
İnternet Bağlantısı (Dialup, ADSL,Kablo) Veri Tabanı Yazılımları
Kişisel Bilgisayar (Multimedya Destekli) Konferans Yazılımları
Uydu Sohbet Yazılımları
Up Link İstasyonu Laboratuarlar İçin Terminal İşletim Sist.
Yönetim Yazılımları (Yöneticiler için)
Görüntü Aktaran Yazılımlar (RealPlayer gibi)
Tablo-1. İnternet Tabanlı Uzaktan Eğitimde Alt Yapı Araçları
Uydu: Sunucu (yer istasyonu) ile kişisel bilgisayarın arasındaki iletişimi sağlamaktan sorumludur.
Up Link İstasyonu: Sunucu ana makinelerden alınan verilerin uyduya gönderilmesinden sorumludur.
Ana Makina(lar): Oluşturulan içeriğin (multicast/broadcast, on-demand, unicast) saklan ması ve
sunulmasından, materyallerin oluşturulup ana makinelere gönderilmesinden sorumludur (www.tbd.org.tr).
İletişim ortamları yönüyle bakılacak olursa yazılı (metinler, çalışma klavuzları), sesli (ses kayıtları),
görüntülü (video, kablo tv. ), veri şeklinde (web sayfaları, bilgisayar dosyaları, online testler, İnteraktif
araçlar) iletişim ortamları oluşturulmaktadır (www.elearners.com).


4. UZAKTAN EĞİTİMDE İŞLEYEN SÜREÇ
Altyapı sağlama, içerik hazırlama ve içeriği sunma, içeriği sunma, içeriğin internet tabanlı uzaktan eğitim
platformuna taşıma hizmetleridir. Bu üç aşamayla doğru orantılı olarak, İTUE programlarının
hazırlanmasında bir ekip çalışması gerçekliği göz önünde bulundurulacak olursa bu ekip içersinde; insan
kaynakları ve eğitim uzmanları, deneysel öğrenci grupları, pedagoglar, grafikerler, bilgisayar yazılımcıları,
altyapı sağlayıcılar görev almalıdır. Çünkü İTUE’de bir bilgisayarcının ve koordinatörün olması yeterli
değildir. Bir ekip çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ekip önce alt yapıyı sağlamakta, ardından içerik
hazırlanmakta ve hazırlanan içerik internet platformunda sunulmaktadır. Bu sunum aşamasından sonra
öğrencilerin ve öğretmenlerin süreç içerisindeki konumları İTUE sisteminde sürecin nasıl işlediğini
göstermektedir.


4.1. İnternet Tabanlı Uzaktan Eğitimde Süreç Nasıl Çalışmaktadır?
a. Okul Seçimi
İnternet tabanlı uzaktan eğitim programı için en önemli adımlardan birisi eğitim alınacak okulun seçilmesi
aşamasıdır. Günümüzde teknolojinin gelişimi ile birlikte geleneksel tarzda eğitim veren birçok okul, İTUE
sistemine hızlı bir geçiş yapmaktadır. Öğrencinin yapması gereken şey programa kayıt yaptırmadan önce
programın hangi kuruluş tarafından tanındığını ve hangi okul bünyesinde verildiğini araştırmaktır
(http://www.uluslararasiegitim.com/uzak/kurs.asp).
b. Başvuru, Kayıt ve Harç Ödeme
Ödemeler genellikle, telefon, posta, online, kredi kartı yada kampus içerisinde bunun için görevlendirilmiş
kişiler kanalıyla yapılmaktadır.
c. Ders Seçimi
Teknoloji, fen ve matematik gibi geleneksel eğitim teknikleri ile verilen dersler online eğitim programında
yer almayabilir. Sınıf mevcudu, geleneksel okullarda öğrenci sayısı sınıfın ölçüsüne göre ayarlanmaktadır.
Buna rağmen İTUE programında öğrenci sayısı öğretmenin ilgilenebileceği mevcutla sınırlandırılmıştır.
d. Dersler
Ders ekranı: Ekranın sol alt köşesinde genel olarak öğrencinin dersle ilgili görebileceği şeyler yer almaktadır.
Konu ile alakalı yapılan açıklamaları okumak yada ödevi açmak için yapılması gereken şey sadece klasör
yada dosyanın üzerine tıklamaktır.
Online dersler: Bu tarz bir eğitim sisteminde öğretmenin anlattıklarını not almak yerine öğrenciler kendi
kendilerine konuyu okuyabilmektedir. Sistemli bir sınıf olmamasından dolayı öğrenciler kendilerini disiplin
altına almalıdır.
e. Yardımcı kitaplar
Kitaplar: İTUE programı için istenilen kitaplar internette sırasıyla verilir.
Kütüphane: İTUE programının uygulandığı bazı üniversitelerinin kendine ait online kütüphanesi vardır. Bu
kütüphanelere yada öğretmen tarafından tavsiye edilen kurslara internet yolu ile erişim sağlanabilir. Bazı
okullar ise hazırlamış oldukları ders programını kendi sayfalarında yayınlar. Böylelikle öğrenci okulunun
sitesinden çıkmak zorunda kalmadan kütüphaneden ve dersten daha kolay faydalanabilir.
f. Öğretmen ve Öğrenci Arasında Etkileşimi Sağlama Yolları
E-posta: Öğretmen, e-posta yolu ile bir öğrenciye yada gruba doğrudan soru yada yorumlarını yöneltebilir.
Bülten panosu: Cyber Kampüste öğrenciler arasında soru ve cevaplar için bülten panosunu kullanarak
gerçekleştirilen iletişim e-postaya oranla daha yaygındır. Bu yöntem hem öğrencilere daha spesifik sorular
sorabilme, hem de bütün öğrencilere cevabı görme olanağı sağlamaktadır.

Sohbet odaları: Oluşturulan sohbet odalarında öğrenciler diğer öğrenci arkadaşları, öğretmenleri ile ders yada
ödevleri ile alakalı birebir tartışmalara katılabilirler. Bu sistem derste çekingen olan öğrenciler için
geleneksel ders ortamına oranla daha etkili olacaktır (http://www.uluslararasiegitim.com/uzak/kurs.asp).
g. Dersle İlgili Verilen Ödevler ve Yapılan Sınavlar
İTUE programında yapılan test vb. sınavlara gerçekten programa dahil olan öğrencinin girip girmediğini
saptamak kolay değildir. Bu yüzden online eğitim sisteminin uygulandığı bir çok okul, sınavların rektörlük
tarafından belirlenecek bir denetleyici tarafından yine belirlenen bir ortamda gerçekleştirilmesini teklif
etmektedir. Siber Kampüs'te sınavlar bir denetleyicinin gözetimi altında yapılmaktadır. Öğrenciler sınava
kimliklerini göstererek girebilirler ve rektörlük sınav sonuçlarını onaylı bir şekilde öğretmene gönderir
(http://www.uluslararasiegitim.com/uzak/kurs.asp).
h. Kursun Tamamlanması, Mezun Olma Yada Sertifika Alma
Çeşitlilik: Geleneksel eğitim programlarına nazaran daha geniş bir yelpazede sunulan uzaktan eğitim
programlarında lisans ve lisans üstü eğitimi, ilgi ve geçmiş eğitimleriniz ile örtüşen bir alanda kolaylıkla
alabilirsiniz.
Transfer: Geleneksel eğitim veren okullarda olduğu gibi uzaktan eğitim kuruluşlarında da bir programda
alınan kredi diğer bir kurum için geçerli sayılmayabilir. Çünkü bu programlara onay veren kurumlar farklı
olabilir (www.uluslararasiegitim.com/uzak/ kurs.asp).


5. ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLERİN İNTERNET OKUR-YAZARLIĞI
İTUE programlarına öğrenci ve öğretmenlerin kabulünden önce yeterli derecede internet ve bilgisayar okur
yazarlığı olması gerekliliği vardır. Daha önceleri toplumumuzda varolan bilgisayara karşı olumsuz yaklaşım
artık yerini hayatın vaz geçilmez bir parçası olduğu yargısına bırakmıştır. Son yıllarda da bireyler teknoloji
okur-yazarlığını biraz bilgisayar ve internet okur-yazarlığını geliştirdikten sonra internet kafeler de yada
evlerinde internet ortamında geliştirmektedir. Teknoloji okur-yazarlığı yeterli düzeyde olan bireylerde her
türlü İTUE programında yabancılık çekmemektedir. Kullanılan sistemler aşağıda belirtilmiştir.

6. İNTERNET TABANLI UZAKTAN EĞİTİMDE KULLANILAN SİSTEMLER
Bu sistemler Çevrimiçi, Hybrid, İntranet tabanlı kurslardır. Tüm bunların ortak noktaları, hepsinde
multimedya uygulamalarını aynı amaç için kullanabilmekteyiz. Farklılıkları ise;

Sistem Özellikleri
Hybrid Bu eğitim sisteminde okula devam etme durumu diğer kurslara oranla daha fazladır.
Çevrimiçi
Bu eğitim sisteminde okula devam etme yok denecek kadar azdır. Fakat günümüzde bir
çok eğitim kurumunda sınavlar yüzyüze yapılmaktadır.
İntranet
Diğer iki sistemden farkı yerel yapıya sahip olmasıdır. Bu sistemde kampus içi
uygulamalar görülmektedir. Çevrimiçi ve hybrid eğitim sistemlerine göre hız
çok fazladır. İnternet tabanlı uzaktan eğitim programları için, hız olarak en
uygun modeldir.
Tablo-2. İnternet Tabanlı Uzaktan Eğitimde Kullanılan Sistemler
6.1.İnternet Tabanlı Uzaktan Eğitimde Sınıf Ortamının Tasarlanması
İnternet tabanlı uzaktan eğitimde sınıf ortamı ,dersin içeriğine göre işlevsellik kazanmakta bazı dersler sınıf
ortamında işlenmezken, bazı derslerde laboratuar ortamlarında işlenme gereği duyar. Bunlara örnek verecek
olursak elektronik alanında lisans üstü bir laboratuar dersinin işlenmesi ele alınabilir. Laboratuar için uygun
ortam hazırlandıktan sonra şekil-1’deki gibi dersler internet aracılığıyla öğrenciye ulaştırılmaktadır.
Şekil-1. Laboratuar tabanlı bir lisans üstü dersin İTUE aracılığıyla aktarılması
7
Şekil-1’den görüleceği gibi bir deney düzeneğinin kamera ile bilgisayara ve laboratuarda bulunan server
bilgisayara aktarılması söz konusudur. Daha sonra server bilgisayardaki datalar belli bir kuyrukta
alıkonulduktan sonra internet ara yüzü ile sunucudan istemciye dağıtılmaktadır.
6.2.Uzaktan Eğitimde Yönetim ve Değerlendirme
İnternet tabanlı uzaktan eğitim kurumlarının yönetimsel bakımdan nasıl olduklarıanın ve ne şekilde
kurulduklarının temelinde; ulusal gereksinimler, sosyal yapı, uygulamanın genel özellikleri vardır. Tüm
bunlar İTUE’in yönetim yapısını etkilemektedir (Kaya, 2002:63).
Aslında İTUE’de eğilim, işbirliğini sağlamak yönündedir. İTUE’in yönetim boyutun da öğrenci kayıtları,
derslerin, öğretim elemanlarının koordinasyonu, teknik personelin yönlendirilmesi, okulun akredite
edilmesi, danışmanlı, okul reklamı v.b, geleneksel sistemdeki yönetim şekliyle benzerlik göstermektedir.
Değerlendirme boyutu, uzaktan eğitimin beşiği sayılan Amerika Birleşik Devletleri’nde İTUE’de genel
olarak uygulanan değerlendirme sitemleri bir-kaç basamaktan oluşmaktadır. İnternet üzerinde tesadüfü
yöntemlerle ele aldığımız Phoenix, North Caroline State ve Penn State’s gibi İTUE uygulayan
üniversitelerde değerlendirmeler portfolyo süreci, çoktan seçmeli testler, video konferans ve belirli sınav
merkezlerinde yapılmakta olan sınavlar şeklinde uygulanmaktadır. İTUE programında değerlendirme ve
yönetim yazılımsal olarak çözülmektedir. Bu yazılımlar, Active Server Page, Delphi v.b yazılımlar
değerlendirme yönetim bölümünde aktif rol oynar ve istemci-sunucu mimarisinde etkileşim gösterir.
Görülmektedir ki uzaktan eğitimde önemli olan kavramlar teknoloji, yönetim, değerlendirme, teknik ve
öğretim elemanları ve akreditasyon boyutlarından oluşmaktadır. Akreditasyon kavramı eğitimde belirli
standartlar üzerinde anlaşmak için geliştirilmiş bir kavramdır.
6.3.Akreditasyon
Uzaktan eğitim beraberinde nitelik sorununu getirmiştir. Özellikle 1990’ların ilk yıllarından başlayarak,
uzaktan eğitim ya da çevrimiçi eğitim adı altında en az çaba ve maliyetle en çok sayıda mezun vererek kar
elde etmek isteyen kurum ortaya çıkmıştır. “Diploma Değirmeni” ya da “Sayısal Diploma Değirmeni”
biçiminde adlandırılan bu kurumlarda uzaktan eğitim konusunda hiçbir eğitim almamış insanlar açtıkları
programlar ve derslerle bir çok insanı kandırmışlardır (Aydın, 2003). Bu sebepten dolayı akreditasyon
uzaktan eğitim için vazgeçilmez bir unsur olmuştur.
Uzaktan eğitim veren kuruluşların akredite edilmesini dünyada sağlayan en önemli kuruluşlardan biri The
Distance Education and Training Council (DETC)’in 1998 verilerine göre İTUE’e katılan öğrencilerin
ortalama yaşlarının 31 olduğu ifade edilmiş ve sık sorulan sorular bölümünde ise en önemli sorun bu eğitimi
veren kuruluşlardan aldıkları sertifika yada diplomaların başka ülkelerdeki geçerlilik düzeyleri olmuştur.
Halen akreditasyon konusunda çalışmalar devam ederken bu tip sorular eğitim kurumlarının sorunlar
kısmındaki en önemli soru olarak yerini korumaktadır. İTUE’in daha çok kullanıldığı ABD’de akreditasyon
sorunu bir çok akreditasyon kurumu tarafından sağlanmaktadır. Bu kurumların sağlamış olduğu standartlar
İTUE programı veren eğitim kurumlar tarafından uygulanmaktadır. Bu akredite kurumlarından bazıları
şöyledir;

Middle States Association of Colleges and Schools, Commission on Higher Education adlı kurum,
Delaware, Maryland, New Jersey, New York, Pennsylvania, District of Columbia, Puerto Rico and Virgin
Islands üniversitelerinin uzaktan eğitim çalışmalarını akredite etmektedir (http://www.elearners.com).
New England Association of Schools and Colleges, Commission on Institutions of Higher Education
adlı kurum Schools in Vermont, Maine, Massachusetts, New Hampshire, Connecticut and Rhode Island
üniversitelerinde yüksek lisans ve doktora programlarının akreditasyonunu sağlamaktadır. Bu akredite
kurumlarının dışında bir çok akreditasyon kurumu vardır ve bunlar ABD’nin değişik bölgelerinde farklı
okullara farklı derecelerde akreditasyon hizmeti sağlamaktadır (http://www.elearners.com).
Bu akredite kurumlarından en büyüğü olan DETC akreditasyon işlerini 1926 yılından beri devam ettirmekte,
500’den fazla akademik kuruma hizmet vermekte ve bu güne kadar 120 milyon kişiye ABD’de hizmet
vermiştir (www.detc.org).


7.SONUÇ
Sürekli gelişen teknolojiye paralel olarak gelişen uzaktan eğitimin teknoloji boyutu, uzaktan eğitimin
yapısını da değiştirmiş durumdadır. Bu değişiklik İTUE yönündedir. Bu değişimde de en önemli rolü alt
yapı, içerik ve sunum kısımları oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra sıkça tartışılmakta olan yönetim,
değerlendirme ve akreditasyon sorunları uzaktan eğitimin beraberinde getirmiş olduğu problemlerdir. Fakat
dünyada bu tip problemlerde farklı şekillerde (ülkelerin eğitim yapısına bağlı olarak) çözülmektedir. Hızla
büyüyen teknolojinin hiçbir zaman son noktasında olmadığımız kesin bir yargıdır. Buna bağlı olarak da
İTUE uygulamaları da sürekli gelişim gösterecektir.tüm bu gelişimlerin yanı sıra eğitim teknolojisindeki
yenilikler de en büyük sorunlardan biri olarak görülen ölçme ve değerlendirme boyutuna farklı alternatifler
sunacaktır
Kaynakça
Alkan, C. (1998) “Uzaktan Eğitimin Yapı ve İşleyiş Boyutu” Uzaktan Eğitim 1998 Kış, s:5-10
Geyik ve diğerleri (2003), Uzaktan Eğitimde Toplam Kalite Felsefesinin Uygulanabilirliği
Kaya, Z. (2002), Uzaktan Eğitim, PegemA Yayıncılık, Ankara, s:63
Aydın, C.H. (2003).Uzaktan Eğitimin Geleceğine İlişkin Eğilimler. http://dergi.emo .org.tr/al
tindex.php?sayi=419&yazi=221. Elektrik Mühendisleri Odası Dergisi sayı: 419. Aralık 2003’de Alındı.
Odabaş, H. (2002). "Internet Tabanlı Uzaktan Eğitim ve Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümleri" Türk
Kütüphanecilği 17, (2003), 22-36. www.humanity.ankara.edu.tr/bilgi belge /ogrelfiles/ho/hom5.htm. Aralık
2003’de alındı.
Özaygen, A. (2000). İnternete Dayalı Uzaktan Eğitim. www.biltek.tubitak.gov.tr/der gi /00/mart. Bilim ve
Teknik Dergisi, mart sayısı. Aralık 2003’de alındı.
Özden, Y. (1998), E-insan/E-öğretim: Uzaktan Eğitim İçin Öneriler, www.tbdorg.
tr/sayi75_html/egitim_ozden.htm. Kasım 2003’de Alındı.
9www.etc.org/theassociation.html. The Association. Aralık 2003’de alındı.
www.elearners.com/resources/agencies.asp U.S. Higher Ed. Accrediting Agencies. Aralık 2003’de alındı.
www.uluslararasiegitim.com/uzak/uenedir.asp. Uzaktan Eğitim Nedir? Aralık 2003’de alındı.
http://www.uluslararasiegitim.com/uzak/kurs.asp Online Kurslar Nasıl Çalışır. Kasımda 2003’de Alındı.
http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart98/bolum7.html. Asenkron Öğrenme. Aralık 2003’de alındı.

SINAV KAYGISIYLA BAŞETME



Kaygı nedir ?




Kişinin herhangi bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı fiziksel, zihinsel ve davranışsal değişimlerin duygu durumudur.Kaygının öğrenme ve başarı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Yüksek Kaygının dikkat ve öğrenmeyi parçalayıcı etkisi vardır.
Öğrenme nedir?
Öğrenme, kişinin yaşamını sürdürebilmesi, doyum alması için gerekli tüm bilgi, eylem ve becerilerin kazanılması sürecidir. Duygusal ve bilimsel alanda öğrenilenlerin tümü kişinin biirikimini ( potansiyelini ) oluşturur. Öğrenilenlerin belli bir amaca yönelik kullanılması da performansı ortaya koyar. Başka bir deyişle performans, kişinin zihin , duygu ve davranış düzeyinde daha önceden kazanmış olduklarının belli bir durum ve belli bir zaman kesitinde eylemsel olarak ortaya konulan şeklidir.İnsan performansının belli bir alanda en iyi olduğu durum, onun o alanda varolan potansiyelinin tümünü eyleme dönüştürebildiği durumdur. Ancak, çeşitli iç ve dış etkenler nedeniyle gerçek potansiyelin performansa dönüşmesi zaman zaman güçleşir. En büyük iç etmenlerden biri yüksek kaygıdır.
Hiç kaygı yaşamamak mı gerekir ?
Herhangi bir alanda başarılı olabilmek için kaygı yaşamamak mı gerekir? Hayır...! Her duygu gibi kaygı da kişinin yaşamını sürdürebilmesi için ve yaşamdan doyum alabilmesi için gereklidir. Öyleyse amaç, kaygıyı tümüyle ortadan kaldırmak değil, kaygıya yenik düşmemek ve yaşanan kaygıyı belli bir düzeyde tutarak onu kendi yararımız için kullanmaktır. Normal düzeydeki bir kaygı kişiye, istek duyma, karar alma, alınan kararlar doğrultusunda enerji üretme ve bu enerjiyi kullanarak performansını yükseltme açısından yardımcı olur. Hiç kaygı yaşamadığımız durumlarda ise, yapılacak olan işi elden geldiğince iyi yapmak için içimizde bir istek oluşmadığından sonuç genellikle olumsuz olur. Ancak yaşanan kaygı çok yoğun ise, kişinin enerjisini verimli bir biçimde kullanması, dikkatini ve gücünü yapacağı işe yönlendirmesi engellenir.Kişi potansiyelini tümüyle kullanamaz ve istenen performansa erişemez.
Kaygı sırasında kişi de fizyolojik düzeyde, düşünce düzeyinde ve davranış düzeyinde değişimler oluşur.Kişide fizyolojik düzeyde şu değişimler oluşur: Kalp atışlarında hızlanma, terleme ya da üşüme, yorgunluk, solunumda güçlük, titreme, mide veya baş ağrısı, göz kararması, sık nefes alma görülür.
Kişide düşünce düzeyinde şu değişimler oluşur: Sınav durumları hakkında olumsuz düşünceler, hayaller, atıflar, imgeler, yorumlar, inaçlar vardır.
Kişide davranış düzeyinde ise kaygı yaratan durumdan kaçma yada savaşma tepkisi görülür.Kaçma davranışı rahatlamayı sağlar, rahatlama kaçma davranışını pekiştirir ve sınav korkusu oluşur.
Sınav kaygısı nedir?
Sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygıya sınav kaygısı denir.
Sınav kaygısı endişe ve yoğun duygulanım olarak iki boyutta ele alınabilir.
Endişe, performansa yönelik zihinsel bir süreçtir. Sınav sonucuna ilişkin olumsuz düşünce, inanç ve beklentilerden oluşur.
Yoğun duygulanım, kaygının yarattığı fizyolojik uyarım sonucu bedenden gelen ve bedenin olağan işleyişi dengesi dışına çıktığı mesajını veren sinyallerdir.
Sınav kaygısı yaşayanların endişe içeren cümleleri; - Bu sınavda başarılı olamam. ----Eyvah, üç gün sonra sınav var. – Bu ders beni çok zorluyor. – Konuyu bildiğim halde işlem hataları yapmak istemiyorum. – Sınav sırasında bildiğim herşeyi, unutabilirim.
– Evdekilerin yüzüne nasıl bakarım? v.b
Sınav kaygısı yaşayanların yoğun duygulanım içeren cümleleri; - Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyor. – O kadar gerginim ki midem altüst olmuş durumda. – Çok perişan durumdayım. – Bu sınava gireceğim için paniğe kapıldım, elim ayağım birbirine dolaşıyor. – Kendimi bir sis bulutu içinde hissediyorum, hiçbirşey bilmiyorum ve hatırlamıyorum. – Gözlerim kararıyor, midem bulanıyor, soğuk soğuk terliyorum.
Sınav kaygısı sınavın ilk yirmi dakikası içinde yoğun yaşanıyor, sınavın sonuna doğru belirtiler azalıyor. Kaygı yaşayan çocukların başarıları % 40 – 60 civarında kalıyor.
Araştırmalar, öğretmenlerin sınav kaygılı çocukların zeka durumlarından şüphe ettiklerini
gösteriyor.
Kaygının kaynağı nedir?
Kaygı olumsuz bir duygudur. Duyguları kontrol etmek zordur. Duyguları ancak anlayabiliriz. Olaylar nötürdürler ve duyguları belirleyemezler. Ancak, olaya ilişkin kişilerin yaptığı düşünceler, atıflar duyguları yaratır. Kaygı ile başa çıkabilmek için kişinin kendi zihinsel süreçleri üzerinde düşünüp, yaralayıcı olanlar üzerinde kontrol yapması sağlanabilir. Kaygı ile başaçıkmak istenildiğinde değişiklik yapılacak bölümler buralarıdır.

Olay → Duygu → Te p k i
↓ Düşünceler ↓ ↓ ↓
Sınav Atıflar Kaygı Kaçmak Savaşmak
İnançlar

“ N a s ı l d ü ş ü r s e k, ö y l e d u y g u l a n ı r v e d a v r a n ı r ı z .”

Sınav kaygısı yaşayan ve yaşamayan kişiler arasında ne gibi farklar vardır?
Kaygı düzeyi normal olan kişiler sınav durumlarını, başarılarının test edileceği bir fırsat olarak değerlendirirken, kaygısı normalin üzerinde olan kişiler bu durumları bir tehdit olarak algılarlar. Sınavla ilgili durumlarda kendileriyle olumsuz bir dialog içine girerler. Gerçek dışı ve karamsar bir düşünce tarzını seçerler.Sınav öncesi ve sonrası fizyolojik durum dereceleri aynı olduğu halde, normal düzeyde kaygı yaşayan kişiler, bu uyarımı sınavda daha fazla çaba göstermeye yönelik bir ipucu olarak algılarken, kaygısı yüksek olanlar yaşadıkları endişe yüzünden, bunu olumsuz bir durum olarak görmektedirler. Buradan da anlaşılacağı gibi, endişe faktörünün ( sınav durumuna ve sınav sonucuna ilişkin olumsuz düşünce, inanç ve beklentiler) sınav başarısına olan etkisi, uyarılma faktörünün ( fizyolojik uyarım sinyalleri) yarattığı etkiden daha fazla ketleyicidir.Yapılan araştırmalar, sınav kaygısı yüksek kişiler için en büyük sorunun, daha önce öğrenilenleri sınav sırasında hatırlayamamak olduğunu çıkarmaktadır.Ayrıca kaygısı yüksek olan kişilerin, kaygısı düşük olanlara kıyasla ders çalışmaya daha çok zaman ayırdıkları görülmektedir. Bu bulgular da sonuçtaki düşük performansın, bu kişilerin ders çalışma sürelerindeki yetersizliğe değil, olumsuz düşüncelerinin kendilerinde yarattığı, başa çıkılamaz derecedeki kaygıya bağlanabileceğini göstermektedir.


SINAV KAYGISIYLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

1- Gevşeme egzersizlerini öğrenmek
2-Olumlu düşünme becerisini geliştirmek.
Gevşeme egzersizi: Davranış düzeyinde uygulanacak tekniklerin başında gevşemenin öğrenilmesi gelir. Gevşemenin öğrenilmesi bedenin kendi kendine çalışan sistemlerini kontrol etme imkanı verir. Bedeni kontrol etmek yolunda birinci adım solunumu kontrol etmek ve nefes egzersizleridir. İyi nefes burundan ağır, derin ve sessiz alınır. İyi nefes alındığının iki katı sürede verilir. Doğru ve derin nefes alma ile oksijen tüm vücuda dağılır. Böylece stres sırasında ortaya çıkan maddeler azalır ve kaybolur. Kişi sakinleşir ve duygusal açıdan dengeli duruma gelir. Her zaman düzenli olarak yapılan nefes alıp- verme çalışmaları kaygı düzeyini düşürür.
Gevşeme egzersizlerinin amacı size vücudunuzdaki kasların gerginlik ve gevşeklik arasındaki farkını göstermek ve günlük yaşamda da nasıl gevşeyebileceğinizi öğretmektedir.Gevşeme egzersizleri ile vücudumuzdaki tüm kaslarımız ( el, omuz, kollar, boyun, alın, kaşlar, gözler, dil ve boğaz, dudak, göğüs, mide, kalça ve bacak) üzerindeki gerginliğin, kendi kontrolümüzle gevşemesi sağlanmaktadır.
Olumlu düşünme becerisini geliştirmek: Bir olayda kaygıyı yükselten olayın kendisinin verici özelliği değil, olayı değerlendiriş biçimimizdir. Çoğunlukla stresi ve sınav kaygısını yaratan doğru ve akılcı olmayan düşünce biçimidir. Olumsuz duygu ve davranışa yol açan düşünce biçimini “ Zihinsel Düzenleme Tekniği” adı verilen bir yöntemle değiştirmek mümkündür. Bu tekniğin öğrenilmesi gerginliği azaltmak ve nispeten olumlu veya bunun mümkün olmadığı durumlarda tarafsız bir duygu geliştirmek üzere düşüncelerin kontrol altında tutulmasını sağlar.
Sınavla ilgili durumlarda kendimizle olumlu bir dialog kurmamız çok önemlidir. Sınav öncesinde, sırasında ve sonrasında kendimizle ne tür cümleler ile konuştuğunuzu belirleyin. Olumsuz cümleler yerine kendinizi rahatlatacak olumlu cümleler bulmaya çalışın. “ Bu sınavda bildiklerimi unutup, yine birbirine karıştıracağım.” İfadesi yerine
“ Sakin olmak, tüm gücümü sınavda iyi kullanmama yarayacak.” şeklinde bir ifade duruma daha gerçekçi bakmamızı sağlacaktır. Kendimizle olan dialoğumuzda, olumsuz ve kötümser düşünme biçimini yansıtan “ Eğer, üniversiteyi kazanamazsam, tanıdıklarım ne düşünür.” gibi eğer ile başlayan bir cümle kulanıyorsanız bunu şöyle bir cümleyle değiştirebilirsiniz. “ Başkalarının düşüncelerinin üzerimde baskı yaratmasına izin vermemeliyim.”
Eğer, kendi zihninizin ürettiği bu olumsuz düşüncelerin tutsağı olmaktan kurtulursanız, endişelerinizin azaldığını ve artık bedeninizden gelen sinyallerin de eskisi kadar olumsuz yorumlamadığınızı göreceksiniz.